24 Aralık 2013
23 Aralık 2013
Karınca Ağacı Sarınca - Kanuni Sultan Süleyman
İstanbul'da güneşli bir günün sabahında Topkapı Sarayı'nın avlusunda
bulunan Has Oda'nın kapısı açıldı. Uzun boylu genç bir adam arka bahçeye doğru
ilerliyordu. Bu kişi, Avrupa'yı titreten, koca Akdeniz'i hâkimiyet altına alan
Osmanlı Devleti'nin kudretli hükümdarı Kanunî Sultan Süleyman'dan başkası
değildi. Devlet işlerinden vakit buldukça soluklanmak için arka bahçeye çıkar,
ağaçları, kuşları, denizi seyrederdi.
O gün deniz, ağaçlar bir başka güzeldi, yalnız ağaçlardan birkaç
tanesinin yapraklarının buruştuğunu fark etti. Hemen yanlarına yaklaştı ve
eliyle tutup incelemeye başladı. Biraz sonra ağaçların neden buruştuklarını
anlamıştı. Ağaçların dallarını karıncalar sarmıştı. Aklına bir çözüm yolu
geldi. Ağaçları ilaçlatacaktı. Böylece ağaçlar karıncalardan kurtulacak ve
rahat bir nefes alacaklardı. Fakat birkaç dakika daha düşününce bu fikrin o
kadar da iyi olmadığını anladı. Karıncalar da can taşıyordu, ağaçları
ilaçlatırsa onlar ölebilirdi.
İşin içinden çıkamayacağını anlayan Kanunî, bu konuyu danışmak için
hocası Ebussuud Efendi'yi aramaya koyuldu. Hocasının odasına gitti. Ama hocası
odada yoktu. Hemen oracıkta bulduğu kâğıt parçasına kafasına takılan soruyu
edebî bir üslupla yazdı ve hocasının rahlesi üzerine bıraktı. Birkaç saat sonra hocası odasına
gelmiş ve rahlenin üzerinde el yazısı ile yazılmış kâğıdı görmüştü. Eline hat
kalemini alan Ebussuud Efendi, talebesinin soruyu yazdığı kâğıdın altına bir
şeyler yazdı ve kâğıdı rahleye bıraktı.
Kanunî bir ara tekrar hocasının odasına uğradı. Hocası yine yerinde
yoktu; ama rahlenin üzerine bırakmış olduğu kâğıdın üzerine kendi yazısı
dışında bir şeylerin daha yazılmış olduğunu gördü. Merakla kâğıdı eline aldı ve
okumaya başladı. Yazıyı okuyunca yüzünde bir tebessüm belirdi. Kâğıdın üst
kısmında Kanunî'nin hocasına yazdığı sual vardı.
Kanunî şöyle diyordu hocasına
Meyve ağaçlarını sarınca karınca
Günah var mı karıncayı kırınca?
Hocası Ebussuud soruyu şöyle
cevaplıyordu
Yarın Hakk'ın divanına varınca.
Süleyman'dan hakkın alır karınca.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)