O
sabah acelem yoktu. Tramvaydan indim, yavaş adımlarla etrafı izleyerek yürümeye
başladım. Bu sayede gözümün önünde
yürüyen ve benimle birlikte tramvaydan inen üç kişi takıldı. En öndeki sanki
biri arkasından biri kovalıyormuş gibi hızlı adımlarla yürüyordu. Arkasında
gideni bir hayli geride bırakmıştı.
Kendi
kendime: “Bu adam hayatta mutlaka başarılı olur.” diye düşündüm.
Onun
arkasında giden, sakin adımlarla ilerliyordu. “Belki bu adamda hayatta bir
şeyleri başarabilir.” diye mırıldandım.
En
arkadan giden ise sanki nereye gideceğini bilmiyormuş gibi sallana sallana ve
etrafı seyrederek yürüyordu. Onun içinse: “İşte” dedim, “Hayatta hiçbir işe
yaramayacak serseri!”
Derken aklıma bir şey geldi. Ben bu
adamların her üçünün de gerisindeydim. Evet, başkalarının haliyle uğraşan kendi halini göremez. Başkalarının kusurunu araştırmak,
insanın kendi kusurlarını görmekten alıkoyan çok çirkin bir hastalıktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yaptığınız için teşekkür ederim.