Küçük bir kasabanın dört ayrı mahallesi
varmış. Birinci mahallede Evetama'lar yaşıyormuş. Evetama'lar ne yapılması
gerektiğini bildiklerini düşünürlermiş. Yapma zamanı geldiğinde ise "evet,
ama" diye cevap verirlermiş. Cevapları hep yanlış olurmuş. Suçu başkalarına
atmakta da ustaymışlar.
İkinci mahallede Yapıcam'lar yaşarmış. Ne yapacaklarını bilirlermiş.
Kendilerini yapacakları şeye adım adım hazırlarlarmış, ama yapacakları sırada
şanslarını kaçırdıklarının farkına varırlarmış. Bu mahallede insanların dizleri
dövülmekten yara bere içindeymiş. Yaşamı ertelememek için verdikleri kararı
bile ertelerlermiş.
Üçüncü mahallede yaşayan Keşkeci'lerin, hayatı algılama güçleri
mükemmelmiş. Neyin yapılması gerektiğini daima en isabetli şekilde bilirlermiş
ama her şey olup bittikten sonra. Keşke'cilerin de başları kanarmış hep,
duvarlara vurmaktan!
Kasabanın en yeşil bölgesinde, en güzel evlerin olduğu mahallede ise
İyikiyaptım'lar otururmuş. Keşkeci'ler bu mahallede yürüyüşe çıkar, etrafa
hayranlıkla bakarlarmış.
Yapıcam'lar Keşkeci'lerle birlikte bu mahallede yürüyüşe çıkmak ister ama
bir türlü fırsat bulamazlarmış.
Evetama'lar ise mahallenin güzelliğini görmek yerine, ağaçların
gölgelerinin yeterince geniş olmadığından, güneşin daha erken saatte doğması
gerektiğinden şikayet ederlermiş.
İyikiyaptım mahallesindeki insanların
kusuru da, beyinlerinde mazeret üretme merkezlerinin olmayışıymış!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yaptığınız için teşekkür ederim.