Büyük İskender bir gün vezirlerini
toplamış ve onlara:
“Ben öldüğümde cenaze merasimimi söylediğim gibi yapın!”
demiş ve eklemi “Ülkemin dört bir yanından tebaamdan olan insanları çağırın!
Cenazemin
önünden askerlerim yürüsünler silahlarıyla,
Cenazemin sağından âlimler
yürüsünler kitaplarıyla,
Cenazemin solundan zenginler yürüsünler mallarıyla,
Cenazemin
arkasından ise fakirler ve garipler yürüsünler gözyaşı ve dualarıyla!
Sağ elime bir
Altın küre verin, sol elimi ise bos bırakın ta ki mezara dek.”
Vezirler Büyük İskender’in bu söyledikleri karşısında
şaşırmışlar ve “Bunu bilse bilse Büyük İskender’in hocası Diyojen bilebilir”
demişler ve Diyojen’e sormaya karar vermişler!
Vezirleri dinleyen Diyojen;
“İskender’in ne kadar büyük olduğunu bir
kez daha anladım. İskender şunu anlatmak istemiş:
Cenazenin önünden yürüyen askerler
ölümüne silahlarıyla dahi engel olamadılar,
Cenazenin sağıdan yürüyen âlimler ölümüne kitaplarıyla dahi engel
olamadılar.
Cenazenin solundan yürüyen zenginler
ölümüne mallarıyla dahi engel olamadılar.
Cenazenin arkasından yürüyen fakirler ve
garipler ölümüne gözyaşı ve dualarıyla dahi engel olamadılar!
Sağ elindeki altın küre ise bu dünyada
sahip olabileceği her şeye sahip olduğunu gösterir. Sol elinin bos olması ise
bu dünyaya 'eli boş' geldim 'eli boş' gidiyorum!” demiş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yaptığınız için teşekkür ederim.