Gözleri
görmeyen bir kişi, bu durumundan kurtulmak için çareler aramaya başlamış.
Başvurmadığı hekim ve bilge kalmamış. Kimse ona yardımcı olamamış. Günün
birinde bir bilge, ona şöyle bir öneride bulunmuş: “Eğer hiç derdi tasası
olmayan birini bulur ve onun gömleğini gözlerine sürersen, gözlerin o an
görmeye başlar.” demiş.
Gözleri
görmeyen kişi, yollara koyulmuş. Dağ, tepe dolaşmış, fakat dertsiz tasasız
birini bulamamış. Tam umudunu kesmek üzereyken, bir köyde karşılaştığı yaşlı
bir adam, ona bir umut vermiş, “Şu dağın tepesinde bir çoban yaşar” demiş.
“Onun hiç derdi tasası yok gibi gözükür…”
Kör
kişi, dağa yönelmiş ve zar zor tepeye dek çıkarak çobana ulaşmış. Kendisiyle
uzun uzun söyleşerek, bir derdi, tasası olup olmadığını denetlemek istemiş.
Çoban, hiçbir derdi, tasası olmadığını söylemiş ve huzurlu bir sesle şükretmiş.
Onun bu durumuna çok sevinen yolcu, oraya kadar gelmesinin nedenini açıklamış
ve çobana, isteğini bildirmiş: “Şu gömleğini ver de, ben de dünyayı bir
seyredeyim.” demiş.
Çoban
bir süre sessiz kaldıktan sonra, şu karşılığı vermiş: “Fakat benim gömleğim yok
ki...”
Asıl zenginlik, çok şeye sahip olmak değil. Az şeye ihtiyaç
duymaktır. Charlotte
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yaptığınız için teşekkür ederim.